Eski yıla veda ederken, yeni yılda ve gelecek yıllarda sağlık ve mutluluklar dilerim.
Her bayram büyüklerimiz, "Nerede o eski bayramlar?" derler. Bizim kuşak da "Nerede çocukluğumuzun bayramları," der. Şimdi ben de anımsayabildiğim kadar çocukluk yıllarıma giderek, atmışlı yılardan doksanlı yıllara, "Yen Yıl Kutlamaları"nı yazmaya çalışacağım.
Günler günler önce yeni yıl kutlama kartları seçilip satın alınırdı. Kartlar gönderilecek dostların, arkadaşların yaşları ve durumlarına göre seçilirdi. Yaşlılara tonton, yaşlı karı koca resimli kartlar, genç evlilere aile resimli kartlar, sevgililere genç erkek, genç kız resimli kartlar. Çocuklara kar manzaralı, Neol Babalı kartlar. Gençler arasında, sevdikleri sanatçı fotoğraflı kartlardı. Yıl başı ertesi günlerde kime kaç kart geldi, kaç kart gönderdi, adeta yarışma konusuydu.
Yine günler öncesinden bankalar, bastırdıkları duvar takvimlerini, hesap sahiplerine hediye ederlerdi. Bir arkadaşımda gördüğüm duvar takvimini alabilmek için anneme o bankada hesap açtırdığımı anımsıyorum. İş Bankası takvimlerinde çok güzel tarihi tablo resimleri olurdu. Sümerbank takvimlerinde de minyatür resimler.
Bugünkü gibi dışarıda yıl başı geçirme geleneği yoktu. Geçirilecek mekanlar da pek yoktu. Evlerde ailecek ya da dostlarla birlikte girilirdi yeni yıla. Sabahtan anneler yemek hazırlığına başlardı. Duruma göre hindi, tavuk yemekleri yapılır, içli pilav mutlaka olurdu. Tatlılar, meyveler, çerezler hazılanırdı. Mutlaka mısır patlatılır, soba üzerinde kestane pişiririlirdi.
Televizyonun olmadığı zamanları hayal meyal anımsıyorum. Ahşap kutularda lambalı radyolarımız vardı. Orhan Boran, Halit Kıvanç'ın sunduğu yılbaşı programları dinlenirdi. Türkülerle başlar, gece ilerledikçe Türk sanat müziğinin en güzel şarkıları çalınırdı. Saat, 24.00 olduğunda kutlamalar ve milli piyango çekilişi heyecanla beklenirdi. Büyük ikramiye çıkan numara beklenir, 'Tüh be! Bize çıkmadı,' sözleri ile yılbaşı gecesi sona ererdi.
O günlerin en büyük yıl başı eğlencesi tombalayı unutmamak gerek. Heyecanla sayılar takip edilir; ben tombala dedim, sen dedin kahkaları ile zamanın nasıl geçtiği anlaşılmazdı.
Yetmişli yılarda televizyonlar evlerimize girdi. Tombalalar tarihe karışmadı ama az oynanır oldu. Televizyon programları günler önce öğrenilir, yılbaşı yemeği program başlamadan yenir, televizyonun karşısına geçilirdi. Siyah beyaz tek kanallı TRT. Son yıllarda, 'Nerde o eski televizyon pragramları,' dendiğine göre, beğenilirmiş demek.
Seksenli yıllarda her yılbaşı, 'Oryantal danscı (o günlerdeki adı dansöz) çıkacak mı, çıkmayacak mı?' tartışmaları alır başını giderdi. Saatler 24.00'ü vurdugunda Türk sanat müziğinin güneşi Zeki Müren, olmazsa olmazlar arasındaydı. Yılın sevilen şarkısıyla yeni yıla merhaba denirdi.
Doksanlı yıllar mı? Hiçbir şey anımsayamıyorum. Demek ki bir iz bırakmamış...
İkibinli yıllardan on yılı geride bıraktık.Değerlerin altüst olduğu,insanların çılgınca tüketiçi olduğu yıllar derim.Çılgınca tüketmek maddeyi, sevgiyi, hemen herşey...Bunca acıya,bunca umutsuzluğa, bunca kargaşaya rağmen eğlenmeye haketti mi?...komşumuz aç yatarken ;tıksırıncaya, patlayıncaya yemek içmek ...
Bence yok...Ayranımız yok içmeye ......gitmeyelim lütfen....
Arzu Sarıyer
10 yorum:
Sevgili Gökçe,
Öylesine güzel analiz ederek yazmışsınız ki son 30/40 yılı içine alan yılbaşılarını...zamanda yolculuğula çıktım ve her satırınıza gönülden katıldım...hızla hızla akıp giderken hayatlarımız birer birer yitiriyoruz maalesef en güzel değerlerimizi ve gün geçtikçe umutlarımız azalmakta!ama yine de güzel şeyleri ümit etmek istiyoruz geleceğe dair!yoksa böylesine zor iken bu hayatı yaşamak dahada ağır gelecek!..
Kalemine sağlık...
Sevdiklerinizle birlikte, güzel bir yıl dilerim...sağlık, huzur ve mutluluk dolu...
Her şeyi tükketti insanoğlu Arzu Hocam...
Hayatında güzel olan ne varsa tüketti. Teknolojiyle eğlencenin tadı değişti, eğlence anlayışı değişti.
Her şeyi bol bol yaşayan ve harcayan insan doygunluğa ulaştı.
Az ve öz yaşardık her bi şeyi. Yeni yıla ulaşmak için 365 gün gelmek, geçmek bitmezdi. Şimdi daha dün gibi geliyor geçen seneler...
Eskiden geçirdiğimiz yılbaşı akşamlarını ne de güzel anlatmışsınız. Özlemle andım bende.
2011 yılının tüm güzellikleriyle size ve ailenize gelmesi temennisiyle, sevgiler.
Çok teşekkürler Sevgili Esmir.Nice güzel yıllara diyeyim ben de.umutlarımız hep yeşersin.Sevgiler.
Newbahar'cığı teşekkürler.Uzun yıllar yaşatmaya çalıştım çocuklarım küçükken.Ya şimdi istesek de bir araya gelmiyoruz yılbaşı gecelerinde.
Ben de nice güzel yıllar diliyorum sana ve sevgili ailene.Sevgiler.
İyi yıllar dilerim.
Teşekkürler Ali Zafer Bey.Size de iyi yıllar.
Sevgilli Gökçe,
Beni de eski yıllara götürdü yazın. Kalabalıktık o zamanlar, toplaşırdı aileler,akrabalar, komşular birlikte eylenirdik. Her yaştan insan olurdu tombalanın başında. Radyoda arkası yarınlar, radyo tiyatroları sessizce dinlenirdi.
Giderek yalnızlaşıyoruz, ancak birleşemezsek korkarım bugünleri de arayacağımız günlerin sinyalini alıyorum. Yeni yılda yazmak istemiyordum, ama kaçıverdi bu cümle kendiliğinden.
Yine de nerede insan varsa orada umut da vardır. Umutlarımızın yeşereceği bir yıl olsun 2011...
Sevgilerimle.
Çok teşekkürler Sevgili aysema.Umut etmek direnmek,mücade etmek de oluyor...Nice yıllara,sevgiler...
Sevgili Gökçe7,
Yeni yılınızı kutlar, sevdiklerinizle sağlıklı, huzurlu ve mutlu geçirmenizi diler sevgi ve saygılar sunarım.
Çok teşekkürler Mehmet Bey.Nice mutlu yıllara...
Yorum Gönder