30 Eylül 2012 Pazar

NE ÇOK HAİN


Ne Çok Hain

“Ne Çok Enkaz”ın yazarı Ahmet Necdet’in anısına saygıyla.*

Sizinle galiba arkadaş filandık
Işıklı günlerinde gençliğimizin.
Hayalleriyle kanatlanırdık
Gelecek, güzel Türkiyenin.
Fakat nasıl da değiştiniz birden
Arınıp bütün o düşlerden
Buzlu sularında bencilliğin.
Ne çok hain.
Hayır, belki de değişmediniz,
Aslınız belki de buydu sizin.
Sadece zamana ayak uydurdunuz
Ortak ateşinde ısınıp gençliğin.
Sonra neyseniz o oldunuz
Asıl kimliğinizi buldunuz
Uşağı oldunuz zalimin.
Ne çok hain.
Şimdi giydiğiniz her şey markalı
Tadını aldınız zenginliğin.
O fotoğraflar parkalı markalı
Uzak bir anısı oldu geçmişin.
Fakat yine de yeri geldikçe
El atıp eski albüme
Kullanıyorsunuz reklam için.
Ne çok hain.
Aynı arsız kibir suratlarınızda
Erkeğinizin dişinizin.
İçim bulanıyor karşıma çıktıkça
Ekranlarında TVlerin.
Kiminiz yeni yetme faşist çığırtkan
Kiminiz kaşarlanmış sırtlan,
Sanırsın kardeşi vampirin.
Ne çok hain.
Yoksul aile çocuklarıydınız
Orta halli, belki zengin.
Soyluydu sizden anneniz babanız,
Sade yurttaşları Cumhuriyetin.
Siz hangi piç köklerden türediniz,
Kimsiniz, neden böylesiniz
Nasıl boğuldunuz içinde ihanetin.
Ne çok hain.
Zaman geçer, devran döner
Yıkılır sarayı, zindanı zalimin
Efendi uşağını terk eder
Gereği kalmayınca hizmetin
Hele azıcık da diklendiniz mi
Yersiniz kaçınılmaz tekmeyi
Hadi, sıkıysa diklenin
Ne çok hain
Kimliksizler, omurgasızlar
Hedefisiniz şimdi lanetin.
Ne hizmetinde olduğunuz iktidar
Ne sahte parıltısı şöhretin
Kurtaramayacak sizi bu lanetten,
Halkın içinde yükselen nefretten,
Artık hiç değilse susmayı deneyin.
Ne çok hain.
22 Eylül 2012 - Cumhuriyet

12 Eylül 2012 Çarşamba

EYLÜLÜM



Eylül ne güzel bir aydır ;adı güzel kendi güzel ."Eylül"  seslenişi ne hoş gelir kulaklara .Edebiyatımızda İlkbaharda nisan ne ise sonbaharda eylül;  şiirdir, romandır,öyküdür .

Kavurucu yaz sıcaklarının sona erişini müjdeler bize; yakmayan bir güneş,serinleyen akşamlar. Ve ressamları kıskandıran sonbahar renklerden renkler beğendirir .Ve şarkıdır eylül .Bizim kuşak çok iyi bilir Ünlü şarkıcı Alpay'ın "Eylülde gel" şarkısını ,daha bir severdik eylülü...Okullar açılır ,arkadaşlar buluşur ,hasretler kavuşur...

Otuz iki yıldır çirkinlikler , acılar, umutsuzluklar bulaştı güzel eylüle. Hiçbir zaman unutlulamayacak acılı eylül "12 EYLÜL" !

ı2 eylül 1980; sıradan bir cuma sabahı , milat oluverdi yurdumun tarihinde ,12 eylül öncesi ve sonrası .Öncesi her gün onlarca ölüm, çatışma...sonrası birden bire sessizlik. İlk günler anlayamadık ; kimler için,niçin, nasıl?..Günbegün anladık 12 eylülün ne olduğunu .Özgürlükler birer birer yok olunca anladık. Sorgusuz sualsiz alıp götürmeler ,aramalar , taramalar ,kitap yakmalar vs vs . Bizim ünlü paşalarımızın ABD oğlanları olduğunu da anladık....başardıklarının ne olduğunu da...

Gencecik gençlerdik ,kadınlardık, çocuklardık.Yok etmeğe çalıştılar ama yok olmadık direndik , azaldık bekli.Kimimiz idam edildi daha on sekizine varmadan ,kimimiz kayıp ..Bilemiyoruz ne oldu ,bulamadık .Özünde omurgasızlık olan sürüngenlerimiz de varmış ,bilemedik...Onlar da dönek oldular ,liboş oldular aslını inkar ettiler.

Tüm olanların Atatürk adına yapıldı denmesi acıların acısıydı. ;olanlara karşı (bugün saygıyla andığımı) Nadir Nadi "Ben Atatürkçü değilim" dedi, çok haklıydı. Bugün yok etmek için neler yapılmıyor ki...

24 ocak1980 kararları alındığı günlerde bir dostum demişti ki" üçüncü dünya ülkeleri arasına mı sürükleniyoruz ". Ne kadar haklımış , yıl yıl anladık. Ekonomiye İMF ye teslim ettik .İlk ve tek bayan başbakanımız güle oynaya son devletçi ekonomiyi yıktığı için sevinçden dört köşe olmuştu .Nerede şimdi iyiye giden ekonomi , özelleştirmeler..Krizden krize sürükleniyoruz;hep teyet geçriliyoruz nasılsa.Gündem başka acılara gark olunca unutuyor nasıl olsa...

90 larda Atatürk Cumhuriyeti tehlikede dedik, yeşil kuşak geliyor dedik, paranoyak dediler.11 eylülü yaratıp, ılımlı islamı dayattılar. PKK terorünü Kürt açılımı dediler..Açılımlardan geçilmez olduk son yıllarda. Ve BOP geldi başımıza. Arap baharı  maharı derken komşularımzla kötü olduk.Yedi bilinmeyenli denklem gibi bir savaşın içindeyiz ama algılayamıyoruz..Gözler kör,kulaklar sağır ,diller konuşamaz!...Ne mi yapıyoruz bol bol ağlıyoruz, lanetler okuyoruz ;şehitler yolcu ediyoruz son yolculuklarına... Bindirildik bir alamete gidiyoruz kıyamete!...

Arzu Sarıyer

9 Eylül 2012 Pazar

9 EYLÜL


Söz Yetmez
Sen “9 Eylül” dersin iki kelime
Ben değişen yazgı anlarım Özgürlük anlarım, 
bağımsızlık Sen “İzmir” dersin iki hece
Ben sevinçten ağlarım
Tarihin başı mı dönmüş
 Şimşek hızıyla geldiklerinde
 Şaşırmış mı toprak
Ayakları yere değmeyen atlar geçerken
 Önce deniz mi görmüş
 Kavruk yüzlü neferleri?
 Bugün 9 Eylül 
Tam sırasıdır canlandırmanın hatıraları
 Sen “9 Eylül” dersin iki kelime
 Ben onurlu bir halk anlarım 
 Rüzgarın çevirdiği sayfa anlarım
 Sen “İzmir” dersin iki hece
 Ben saygıyla ayağa kalkarım
 Haluk IŞIK 9 Eylül 2008; İzmir