EKMEK VE GÜL
Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında
Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara
Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan
Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara
“Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!”
Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de yürüyoruz
Çünkü hâlâ bizim oğullarımızdır onlar
Ve biz hâlâ analık ederiz onlara
En zorlu iş, en ağır emek
Ve çalışmak doğuştan mezara dek
Ve böyle sürüp gitsin istemiyoruz
Yaşamak için ekmek
Ruhumuz için gül istiyoruz!
Yürüyoruz yürüyoruz kol kola
Saflarımızda ölüp gitmiş arkadaşlarımız
Ve türkümüzde onların kederli “Ekmek!” çığlıkları
Çünkü bir köle gibi çalıştırıldı onlar
Sanattan, güzellikten, sevgiden yoksun
Biz de bugün hâlâ onların özlemini haykırıyoruz
İş ve ekmek istiyoruz
Ama gül de istiyoruz
Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adına
Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz
Paydos bundan böyle köleliğe, aylaklığa
Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları
İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
Bu ekmek ve gül türküleri
Ve yineliyoruz hep bir ağızdan
“Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!”
James OPPENHEIM
Çeviri: Metin DEMİRTAŞ
Bilindiği gibi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 8 Mart 1857'de Chicago'da yanarak ölen kadın tekstil işçilerinin anısına Clara Zetkin'in önerisi ile Dünya Emekçi Kadınlarına armağan
edilmiş bir gündür.
Daha insanca iş ve yaşam koşulları için hayatlarını kaybeden bu kadınlar, kadınların eşit ve özgür bir dünya taleplerini canlı tutmalarının temel dayanaklarından olmuştur. 8 Mart, oy hakkı, sendikalaşma ve eşit işe eşit ücret gibi taleplerle yola çıkan kadınların mücadelesinin bir ürünüdür.
Daha insanca iş ve yaşam koşulları için hayatlarını kaybeden bu kadınlar, kadınların eşit ve özgür bir dünya taleplerini canlı tutmalarının temel dayanaklarından olmuştur. 8 Mart, oy hakkı, sendikalaşma ve eşit işe eşit ücret gibi taleplerle yola çıkan kadınların mücadelesinin bir ürünüdür.
Kadınlar bugünde dünyanın her yerinde varlığını anlatmak,bir büyük insanlık savaşını yitirmemek için direnmekte,emek harcamaktadır.Emek sadece fabrikalarda değil,hayatın her alanında kadınlarla özdeşleşen bir kavramdır.Bu nedenle 8 martlar sanılanın aksine bir kutlama günü değil saygı duruşu ve kendimizi sorgulama günüdür.
Bugün kadınlığını şevkat ve emeği ile yüceltmiş;yoz hoyrat ellerin altında yaşama direnmiş ve direnmekte olan kadınlarımızın günüdür.
Bugün sevgililer günü gibi,kadınlara narin bir çicek gibi,kırılmaması gereken bir biblo gibi davranılan hediyeler verilen bir gün değildir.
Bugün tüm dünyada sırf kadın olduğu için sömürülen,toplumun her kesiminde çalışan ,emeğin ve alınterinin damla damla süzüldüğü kadınlarımızın günüdür.
Cinsiyetçi politikalarla,kadının çalışma ve aile yaşamındaki ve siyasal yaşamındaki durumu gün geçtikçe gerilemekte ve kısırlaştırılmaktadır..Töre cinayetleri,taciz,cinsel ve her türlü toplumsal şiddet cinsiyetçi ve ayrımcı yaklaşımların kadınlar üzerindeki ezici etkisini çok daha çarpıcı biçimde göstermektedir.
Bugün dişi doğmuş olmanın meziyet sayıldığı küflü bilinçlerden ve onların yaptıklarından apayrı,onların düşlerinde bile göremiyecekleri bir yaşam sevinci simgeleyen saygı duyulacak bir gündür..
Arzu
1 yorum:
Bir çok kadının yazdıklarınızı okumasını isterdim. Dostlukla.
Yorum Gönder