Sevgili Haşmet Amcam
20 Temmuz 1974 Birinci Kıbırs Barış Harekatı.Otuz altı yıl geçmiş üstünden.Bugün yıldönümü.Günün önemini, O günlerin olaylarını yazmıyacağım.Merak eden dostlar Cüneyt Arcayürek’in yazı dizisi ”Ada’da temmuz sıcağı”nı Cumhuriyet Gasetesinden okuyabilirler. O gün yaşadıklarımı daha dün olmuşcasına anımsadıklarımı paylaşmak istiyorum..Anılar denizimden bir damla…
Liseyi bitirdiğim yazdır o yaz.Bir yıl önce emekli olan babam Didim Mavişehir’de yazılık almıştı.O yıl evimiz teslim edilmediğinden tatilimizi başka evde yapmıştık.1974 yazında evimiz teslim edilmiş,temmuz başında kendi evimizde ilk tatil günlerini yaşıyorduk.Üçüncü kuşaktan babamın amca akrabaları ile de sırt sırta vermiş evlerde oturuyorduk.Tatil aynı zamnda bütün kış hasret kaldığımız akrabalarla buluşma da oluyordu.Özellikle kızları Bilge ;benimle aynı yaşta, o yıl Öğretmen okulunu bitirmiş benden önce öğretmen olmuştu,atama bekliyordu.İkiz kardeş gibi heran beraberiz,geceler boyu bitemeyen sohbetlerimiz.Ben üniversite sınavlarına girmişim sonuç bekliyorum.Hayallerimde öğretmen yetiştiren bir okula yerleşmek vardı…
20 temmuz öncesi(15 temmuzdan itibaren)haber kaynaklarından radyo ve gazetelerden Kıbrıs’ta olan bitenlerden haber alıyoruz.Ayrıntılarını bugünkü bilinçte olmasa da şu isimleri ve kavramları iyi anımsıyorum.Başbakan Bülent Ecevit,Londra görüşmeleri,darbe,Makarios,Nikos Sampson,Turan Güneş,Hasan Esat Işık ve parola”Ayşe tatile çıksın”…..
20 temmuz öncesi üçbeş gün önce belki sahilde olduğumuz için akşamları karatma uygulanıyor,bize çok yakın olan sahil jandarma karakolunda olaganüstü bir hareketliliği gözlüyoruz.Bir savaş olasılığını o günkü aklımla düşünememişimdir.Okullarda sık sık uygulattıkları sivil savunma tatbikatları olarak algılamışımdır…
O gece Bilge ile önceki gecelerde olduğu gibi önce sahilde dolaşıp sonra bizim balkonda uzun sohbete dalmışız.Ne zaman yattığımızı anımsamıyorum, çok geç saatlerde yatıyoruz.O gece Bilge bizde yatıyor,evlerinde yatılı konukları var.Kaçta yatarsak yatalım tatlı bir uykuya dalıyoruz ah ah gençlik,uykuya dalmak ne kadar kolay…. Israrlı bir düdük sesi tatlı uykumuzu bölen.Umursamıyoruz önce,site bekçisini düdüğü,kimbilir ne olmuş…Sonra açılan kapı ,annemin yarı heyecanlı sesi” kalkın çocuklar harekat olmuş evlerden çıkıyoruz .Heran Yunan ordusu kıyıya asker çıkarabilirmiş” Pek anlayamadık ama hızla giyinip çıktığımızı anımsıyorum.Annemiz,babamız sadece cüzdanlarını; bizlerde üşümiyelim diye birer hırka albildik çıkarken.Sabaha karşı karanlığında Bilge'nin ailesiyle sitenin yakınındaki küçük tepede buluştuk.Sitemiz sakinleri ile toplu halde doğuya doğru gidiyoruz Bizim ailede bir eksik kardeşim başka şehirde .Karanlık kimse kimseyi tam göremiyor.Hafiften tan kızıllığı yavaş yavaş beliriyor.Düzlük tepelik biryerlerden aşııp gidiyoruz.Karayoluna çıktığımızda arabalar kısık farları ıle akıp geçiyor.Arabasızlar bizim gibi kenarda öbek öbek, kimse durup bir iki kişiyi alıp götürmüyor…Özel caba da göstermedik almaları için karşıya geçip yola devam ,nereye gideceğimizi bilmeden doğuya doğru gidiyoruz.Bu ara babam arkada kalmış bulamıyoruz.Haşmet amcam bağırıyor" Tevfik Ağabey!!!! "ses yok dönüp arkamıza arayamıyoruz da.Ben başlıyorum ağlamaya babamı kaybettim.Haşmet Amcam”Kızım korkma o yetişkin kendini korur, merak etme sen”diyor.Hava aydınlanmak üzere birbirimizi net görüyoruz.Biz kalmışız iki aile,biz yarım aile annemle ben.Tütün tarlalarından yürüyoruz,bir saat zaman geçmiş ne olup bittiğinden henüz haberimiz yok.Panikle çıkmışız yola el rodyomuzu almak kimin aklına gelir…Bir tütün tarlasından geçerken çadırlarından yeni kalkan bir genç çifte rastlıyoruz.Rica ediyoruz onlardan radyolarına açsınlar bir haber alalım.”Açamayız” dediler” çocuklarımız uyuyor”uyku sersemi olduklarından bizlerin sorduklarını,bizim anlattıklarımızı anlayamadılar.Haşmet amcam arada bir bize durun diyor”bir plan yapalım,nereye doğru gidelim” Bu arada sonradan çok güldüğümüz bir durum:(Haşmet amcam o yıllarda kamuda çalışan bir müdürdü .Ruhsatlı tabanca alma ve kullanma iznine sahipti).Evden çıkarken tabancayı yanına alan amcam mermileri almaya unutmuş… o gündür aklımaza geldikce güleriz mermisiz tabanca ile ne yacaktık ki..Patika yolda ilerlerken karşımızdan üç tütün işcisi kadın geliyor,ellerinde radyoları.bir güzel selamlaşıyoruz.Kaçmadılar onlar bizden ;hem radyolarından kısa haberleri dinlettirdiler hem de Hasan Mutlucan’ın kahramanalık türkülerini …( O günlerde bilemezdik ki o sesin, o türküleri 12 eylül sabahı da söyleyeceğini.Farklı farklı duygularla dinleyeceğimizi...)
Sonuçta öğrendik ki kıyılarımıza gelen haber yanlış haber.(Yunan ordusunun Ege kıyılarına çıkma haberi)Doğru Haber”ayşe tatile çıkmış” Kıbrıs’a Türk Ordusu Barış Harekatına çıkmış…Sevinerek evlerimize döndük.Babam mı?.. bizi kaybettikten sonra yanındakilerle birlikte doğru haberi aldıktan sonra eve dönmüş, çayı demlemiş bizi bekliyor.Nasılsa dönecekler umuduyla, kaygılanmadan...
Birkaç saatlik kaçma öyküsü içinde düşündüklerim ninelerimizden,dedelerimizden dinlediğimiz Kurtuluş savaşı öyküleri ..Birer birer film şeridi gibi gözümün önünden geçtiğidir.En çok da anasız babasız kalan çocuk öyküleri…
Arzu Sarıyer
22 yorum:
Teşekkürler, selamlar.
Herkezin bir Haşmet amcası olmalı:))Selam olsun. Sevgili hocam; eskilere saf ve temiz komşulukların yapıldığı günlere gitmişsiniz. Çalışmanızı okudukça daha da uzun olmasını istedim. O günleri ben de hatırlıyorum. Yunanistan sınırına yakın bir çocukluk dönemim olduğu için anne ve ninemin gece olunca camları korku ile kapayışını, yaşadığımız köyün hemen yakınında tankların, tüfekli askerlerin kendilerine sığınaklar yapışları bugün bile aklımda. Askerler ve tankla ve araçlar bir bir geçerken onlara kurtarıcıya sallanan ellerimizi salammıştık. Giderlerken de iyiki varsınız duyguları ile hoşçakal demiştik... Sanıyorum bugün hâla o tankların durduğu oyuklar duruyor, o izler yaşamın mazi ile olan köprüsünü kuruyordur...
Anlamlı bir günde, anlamlı bir yazı ve geçmişin anılarına merhaba demek iyi gledi. Yazan elleriniz,eğitime katkınız hep devam etsin hocam...
Saygılar, sevgiler size.
Ne kadar tanıdık anılar.Zevkle heyecanla okudum. Ellerinize sağlık.Ben de yirmili yaşların başındaydım o zaman İstanbul' daydık ve karartma yapılıyordu. Pencereler koyu perdelerle sımsıkı örtülüyor ve ışıklar söndürülüyordu geceleri. Bu kadarı bile bizli ağır savaş havasına sokmaya yetmişti doğrusu. Aklıma Anne Frank gelmişti ve bir daha onun yerinde olmak istemeye (bunu çok isterdim) tövbe etmiştim.
Biraz uzun oldu affola.
Sevgilerimle...
o günleri çok farklı yaşayan bir insanım.. Sonraları Jandarma Genel komutanı olan ağabeyim o savaşın içinde 6 parmak dağlarında askerleriyle sırtsırta idi..
Hey gidi günler.. Evet.. Ayşe tatile çıktı!!
Ali Zafer Bey ben teşekkür ederim,selamlar benden de.
Teşekkürler Güven ;o günlerin tanıklığını yapanların anılarını anımsaması ne güzel...Selam ve sevgiler .
Sevgili Asuman Hanım çok teşekkürler güzel yorumunuz içi.Uzun oldu ne demek ,mutlu oldum.Sevgiler.
Sevgili öğretmenim teşekkürler.Sizde bu konuda ne güzel anılar vardır...Sevgiler size.
Böylesi tarihsel olaylara mal edilen ne çok türkü ve şarkı vardır değil mi Arzu Hocam?...
Dinledikçe yaşanılan o karanlık geceler, korku ve telaş aklına gelir insanın.
Sizde öyle güzel anlatmışsınız ki devamını bekliyor insan.
Sevgi ve selamlar
Evet Newbahar'cığım ,türküler ,şarkılar geçmişimiz..Teşekkürler,sevgilerimle.
'ayşe tatile çıktı' evet nasıl unutulur? Lise sona geçmiştim ben de o sene ve Mersin'deydik biz de. Gece karartma yapılıyor radyodan şifreli anonslarla duyurular yapılıyor ve Hasan Mutlucan'dan kahramanlık türküleri söyleniyordu sürekli. 80 de yine aynı türküleri başka duygularla dinledik, söylediğiniz gibi.
O güne ait anınızı çok güzel dile getirmişsiniz, paylaşımınız için teşekkürler.
Sevgiler
Ben teşekkür ederim Sevgili Çınar.Anımsayalım kendimizi bildi bileli savaş haberleri ile büyüdük ...
Selam ve sevgiler benden de.
İlahi arzu hanım çok güldüm inanın,ama nereden bileceksiniz.
Evet sizin evinizden tepelere doğru gittiğiniz saatlerde ben ve silah arkadaşlarım acımasız bir savaşın içine girmiştik,bunları yazacaktım ama bilgisayarım bana ihanet etti.
Haberleri izledim 20 temmuzla ilgili,yediler içtiler bol bol konuştular ve bir teşekkürü bile çok gördüler Gazilerine,kuru bir teşekkürden başka bir beklentimiz yok ki,ve bir 20 temmezda böylece geçti,gitti.
Saygılar.
Sevgili Tufan Bey şimdi çok üzüldüm.Bir anımla o günleri anımsamak istedim.Benim de burda teşekkür etmem,saygılar sunmam gerekiyordu...Ben teşekkür etsem bağışlar mısınız.Saygılarımla,selam ve sevgiler.
Tarihi, anıları ve özellikle böyle birinci ağızdan anlatılanları okumaya doyamıyorum. Keyifle okudum yazınızı. O yılları sadece sonradan okuduklarımdan ve anlatılanlardan bilebiliyorum ancak. Ve öğrendikçe insan ne günlermiş demekten kendini alamıyor.
nihansu
Çok teşekkürler Sevgili Nihansu,sevgilerimle...
Teşekkür ediyorum,çok naziksiniz,benim sitemim kutlamalarda ahkam kesenlere idi orada ne yaşandığını bilmeden,bağışlanmak ne demek sizler bizi yıllardır bağrınıza basıyorsunuz saten,sizlere ben teşekkür ederim.
Saygılar.
O sabah radyoda duyduğum rahmetli Ecevit'in sesi halâ kulaklarımda.
Evet "Ayşe tatile çıktı"... Unutulur mu o günler? Bugün nerelerden nerelere geldik? Bu paylaşım gerçekten çok anlamlı. Kıbrıs'ta verilen şehitlerimiz için rahmet diliyorum. Gazilerimizi ise minnetle anıyorum.
Yorum yazmıştım fakat gelmedi sanırım...
Geçmişe dair yaşananları okumayı çok seviyorum.Gelecekte biz kime neyi anlatacağız bunu da merak ediyorum...
Tufan Bey teşekkürler,şimdi içim rahatladı.Selamlar.
Sevgili Arkdaşım çok teşekkürler,sevgilerimle.
Sevgili Ezilielodi;evet önceki gelmedi.İzlediğim kadarıyla idealist bir öğretmensin.Umarım gelecekte güzel anlatacak anıların olacaktır.Sevgilerimle...
Yorum Gönder