2 Temmuz 2012 Pazartesi

TÜRKÜLERİN ÇIĞRILDIĞI SİVAS'TAN İNSANLARIN YAKILDIĞI SİVAS'A *




Hazin bir türkü müydü yaşam?...Yoksa yaşam olmaktan çıkmış, umutsuzlukta, yangında,ölümde mi demir atmıştı?...
Karabasanların boyunduruğunda yaşamak yakışr mıydı insana?...

Böyle bir yangın nasıl yaralamaz insanı?

Yakanları ve yaktıranları ,yangıncıları yaralamaz yalnızca.

Yakmayanın vurdumduymazlığı alçaklık değil midir?
........
Türküler yakılmış dedi bir gazeteci.Türküler Sıvas'taydı...
Türküleri çağıranların diyarı Sivas ,insanları yakanların diyarına dönüşmüştü.

Ne acı!...
Sivas unutulmuş acı mı?Sivas unutulmalı mı? Acıları unuttuk deyince bitirmiş mi oluyoruz? Yoksa yeni acılara çağrı mı unutmak?Unutulmuş acı olamaz Sivas! İnsanlığın üzerine örtülmüş utanç şalı! ne denli büyük olursa olsun örtülebilir mi türkülerin üstünü? Örtülebilmiş mi şimdiye dek?

Kanlı,dikenli,süngülü,kesici,delici,zehirleyici,boğucu,yakıcı olsun istediği kadar.Türkü direnir ve basar çığlığını olmadık yerde. Cellatlar, kara kalabalıkları irkiltir. Dirilmiş derler ; öldürmemiş miydik? öldürmüşerdi ama..

"Pir Sultan ölür dirilir" dememiş miydik biz de?

"Her dem yeniden doğarız / Bizden kim usanası" dememiş miydi Yunus?

Marşlarımızı unutttuk mu?

" bir ölür bin geliriz / Bizi vurmak kurtuluş mu? " demez miydik?

Halk değil miydik?

"Yeniden doğmaz mıydık ölümlerde?"

Yine de yanıyor yüreğimiz.Avutmuyor bizi türküler bile.

Sivas deyince hep Pir Sultan gelsydi akla keşke.

Ama 2 Temmuz yaşandı  Sivas'ta , tarih oldu.

Pir Sultan!dan sonra  Kongresi ile değil de 2 Temmuzu ile anılacak.

Kara leke ,kötü leke Sivas'a ..Kim silecek bu lekeyi?

Sevgiyi ,umudu ,dostluğu, kardeşliği yüklenen bir şenliği beklemenin çoşkusunun yerine yaşananları  hangi yazar anlatabilir,hangi sinemacı filme alabilir bu duyguları ?Hangi ressam resmini yapabilir,hangi fotoğrafçı fotoğrafını çekebilir ?Kim şiirini yazabilir, türküleştirebilir ?

Bu vahşet nasıl anlatılır?..

Trajik toprak mı Sivas?

Yangınlar ili mi?

Çanlar hep mi çalacak Sivas'ta?

Osmanlı birini darağacına göndereceği zaman zil çaldırtırmış. Sivas ellerinde ziller çokca çalınmış ;sazlar da. Saz sesleri, türküler unutturmuş zaman zaman Sivas'taki zulmü. Aydınlığın çoğaldığı zamanlar da olmuş. Şenlikler ,bayramlar, mitingler...Tıpkı 2 Temmuz'un bir gün öncesi gibi,hatta sabahı gibi 2 Temmuz'un...

* Öner YAĞCI   " Sivas'ı Unutmak" kitabından






9 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Unutmadık! Onları tanıyoruz.

laleninbahcesi dedi ki...

unutmayalım Sivas'ı unutmayalım ki, bir daha yaşamayalım.

Asuman Yelen dedi ki...

Böyle bir vahşet nasıl unutulabilir ki. İlk öğrendiğimde "bunu da gördük ya" demiştim isyanla.

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Unutulabilir mi her sene tazelenen bir yara?

Esin Bozdemir dedi ki...

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta yaşanılan yüzyılın bu en büyük dramlarından birini! unutmamız mümkün değil!..Her geçen gün biraz daha büyüyor yüzyılın bu kara lekesi!..

bücürükveben dedi ki...

Cadıların yakıldığı ortaçağ döneminden fazla ileri değiliz, yakanlar korunup, kollanmış, hükümette bakan, vekil olarak insan yaktıkları için ödüllendirilmişler daha beteri masum sütten çıkma ak kaşıklarmış...ya alay ediyorlar ya beyinlerinde bir bozukluk var o beyinleri çıkartılıp bilimsel araştırma için incelenmeli ki, böyle beyinlere sahip insanlar daha embriyo halindeyken yok edilsin..

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Dostlarım ;millet olarak yazılı hayata çok geç başlamış olsak da geçmişteki zulümler ,acılar yüzyıllar ötesinden günümüze gelmiştir.Bizim de yaptığımız yaşadığımız dönemdeki zulümleri,acıları gelecek yüzyıllara iletmek olmalı ki tarih olabilsin.İnsanlık gereken dersi ;umarım yaşanan acılardan alır...

UygarRadikal dedi ki...

Sivas katliamını unutturmayan tüm çabalarınız için teşekkür ediyorum.

Yakanları ve seri katilleri serbest bıraktıranlar mazlum olamaz!

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Bu olay insanlığın ayıbıdır.