13 Aralık 2010 Pazartesi

TÜRKAN SAYLAN


13 Aralık, ömrünü cehaletin karanlığını yenmeye, Anadolu'dan cüzzam illetini silmeye, Ülkemizin her yerinde kardelenlerin açmasını sağlamaya adamış Prof.Dr. Türkan Saylan'ın 75.Doğum Günü...Özlemle,saygıyla anıyoruz ve arıyoruz...



TÜRKAN SAYLAN'A   ZÜLFÜ LİVANELİ

Doğu’da bir köy gördüm

dağların arasında,

öyle mahzun,çaresiz,

kalakalmış.

Çıplak kavakları bile

hüzünlü kalemler gibi

kara saplanmış.

Köyün ortasında bir okul

Ve tezek sobasıyla

ısınmaya çalışan çocuklar.

Bir bıcırık kız,

Yanında bir karamuk oğlan.

Buz gibi elleri

Ama gözleri ahu,

gözleri ceylan.

Adın ne dedim kıza

Dedi: Benim adım Türkan.

Oğlan ekledi: Benimki de Saylan.

Dedim;

Dayan yüreğim dayan.

Madem ki bu çocuklar Türkan

Madem ki bu çocuklar Saylan

Gelecek onlarındır,

gerisi yalan

Değişir bu düzen

Döner bu devran.

**************

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ GENEL MERKEZİ VE TÜM ŞUBELERİNDEN


TÜRKAN SAYLAN, ÜLKEMİZE VE İNSANLIĞA BİR ARMAĞANDIR

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TÜRKAN SAYLAN!



Adım Türkan, soyadım Saylan,

...... Bugün benim doğum günüm. 13 Aralık 1935’te dünyaya geldim. Yaşamım boyunca Cumhuriyet’in temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı kaldım. Mustafa Kemal Atatürk’e hayranlığım, onu tanıdıkça arttı. İlkelerini yürekten benimsedim: Ülkemiz insanının “çağdaş uygarlık” düzeyinin gerektirdiği her şeye sahip olması için bir yurttaş olarak payıma düşeni eksiksiz yerine getirmeye çalıştım. Bunu yaparken sorunlarla karşılaştıkça, Atatürk’ü örnek alarak, onlara çağın ve günün koşullarına uygun özgün çözümler ürettim.

Adım Türkan, soyadım Saylan,

Şair Nâzım Hikmet’in dediği gibi yaşamı ciddiye aldım. Büyük bir ciddiyetle yaşadım. Yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemedim. Gerekti, laboratuvarda sabahladım; gerekti, hastalarımın başında bekledim…

Kızlarımız okusun, kadınlarımız erkeklerle eşit yurttaşlar olarak yaşama katılsın, gençlerimiz özgürce kendini geliştirsin, sanatın her dalının yarattığı güzellikten herkes nasibini alsın istedim. İnsanlar arasında din, dil, etnik köken gibi hiçbir konuda, hiçbir ayrım yapmadım. Bana ihtiyacı olan herkese destek oldum.

Adım Türkan, soyadım Saylan,

Bütün bu saydıklarımı yaparken hiç kimse, beni hiçbir şeye zorlamadı. Ölümden korkmadım, yaşamaktan da… Yaşamım boyunca tek kaygım, yapmaya çalıştığım işlerin yarım kalması oldu.

Evimin aranmasından çok, yol arkadaşlarımın karşılaştığı haksızlıklardan incindim. Çok hasta olduğum halde, sırf bu yüzden, kendimi yaşamaya zorladım.

İnsanları, hayvanları, güneşi, rüzgârı, yağmuru, karı çok sevdim.

Kısacası dostlar bilimden, sanattan, insandan yana olan ben, gericiliğin, bağnazlığın bütün saldırılarına karşın yoksulluğa ve cehalete karşı, insanlık için insanca direndim.

Yaptıklarımdan onur duyuyorum.

Mutlu yaşadım, mutlu öldüm!

Güzel amaçlı yol arkadaşlarım! Siz beni iyi dinleyin yine de…

Önerim: Benim Mustafa Kemal’i izlediğim gibi, siz de tamamen O’nu ve biraz da beni izleyin!”

4 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Çok iyi bir hatırlatma. Teşekkürler.
Türkan Saylan "KORKMUYORDU!"
Çünkü bilim insanıydı.
http://alizafersapci.blogspot.com/2010/12/bilim-insan-olmann-sorumlulugu.html

suskunkoy dedi ki...

Her kim ki Hak yolunda halka hizmet etmiştir, "Kadri bilinmeye!"der büyüklerimiz. Çünkü halka hizmet sadece ve sadece onların tekelindedir.
Türkan Saylan ve bu yolda emeği geçerek ebediyete göçenlerin ruhları şad olsun.
Paylaşan yüreğin, yazan kalemin dert görmesin değerli dost.

GÜVEN SERİN dedi ki...

İçiçe geçmiş duyguların,telef olacak yarınların;daha ışığı tanımada karanlığı tanıyan çocukların (en azından bir kısmının) unutamayacağı, unutturmayacağı bir insan, bir melek...

İnsanın kararlılığı,cesareti olmazı olduruyor; içinde gerçekten inanmış insanların sağlam duruşları varsa.

Bu ülkenin masallarında, destanlarında çok kahraman vardır ama bu güzel duruşlu kadın(Türkan ) destan ve masallardan çok öte gerçeğe dönüşmüş bir gerçek. Onun tarlası; çocuklar. Onun alacağı ürün; çocukların, kızların, kadınların ezilmişlikten kortulup eşitliğin hanımlınığına ulaşmak olacaktır.

O, ne bir tüccar, ne bir siyasetçi mantığı ile; bir koyup beş kâr edeyip endişesi ile yaşamadı.Fotoğrafı bile kenini canlı sananlara kimin ölmüş, kimin diri kaldığının harika bir gerçeğini anlatıyor.

Değerli dost; duyarlılığınız varolan duyarsızlıkların içinde bir ışık gibi çakıyor. Lüfen devam ediniz...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Onu, Kardelenlerini, bilime katkılarını ve asalet içinde geçen mücaadeleci yaşamını hiç unutmayacağız. Huzur içinde uyusun ve çok teşekkürler anımsatın için.
Sevgiler...