23 Aralık 2010 Perşembe

KARANLIKTA BİR IŞIK:KUBİLAY

                                                    
       Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında. 23 Aralık 1930 günü yürekleri kara, kara eller  O'nu şehit etmekle ,ışığını kararttıklarını sandılar....


       Kubilay bir devrim şehididir. Atatürk devrimlerinin,Cumhuriyet  Devrimlerinin  ilk şehidi...Savaşlardan ,hukuksuzluğa,yoksunluktan karşı devrimciliğe, yitirdiğimiz gençlerden ilkidir. Bunu tarihin çarklarını geri cevirmeye , aldanış rüzgarlarını bu topraklarda üfürmeye çalışanlar nereden bilsin. Şimdi yolumuzu Kubilay'lar aydınlatıyor desek yobazı , döneği  inanamaz ki. Karanlıkta el yordamıyla yol almak varken ışığını nereden görebilsin...

          Kubilay'lar karanlıkta bir ışık olarak yolumuzu aydınlatıyorlar, aydınlatmaya da devam edecekler. Işıktan korkan yarasalar kendi karanlıklarında tarihin çarklarını döndüremiyeceklerdir....

          Kubilay ,kanlı, karanlık bir gecenin ilk yıldızıydı. Tek başınaydı. Oysa yıldızlar  tek başına ışımazlar. Yalnız değillerdir , binlerce  ,yüzbinlerce ,milyonlarcadır..Bazen görünmezler ama oradadırlar…ışık… ışık…



KUBİLAY DESTANI


- Kubilay ve iki bekçinin anısına -

23 Aralık 1930'dur,

Gece yeşilimsi,

Dağlar ak,

Bir altın çizgi gibi yerle gök,

Gün doğdu doğacak.

Don yoktur ama donmuştur sanki

Sarı yapraklarla kış kocaman bir yüz

Tarla çizgileri ile bir kilim işte

Menemen ovası dümdüz.

Yalancı Mehdi Derviş Mehmet,

Yürümüş Manisa'dan bir sarı su gibi,

Beş on adamıyla Menemen'e varmak üzere

Yılan uykusu gibi.

Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi,

Bir çınar dalı gibi yere.

Sarktı yakasından anasından gelmiş

Mavi çiçek mor çiçek bir çevre.

Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi

Bir söğüt dalı gibi yere,

Aydınlık aydınlığa yaklaşır iken,

Sonsuzluğa ere ere.

Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi,

Bir zeytin dalı gibi yere,

Düştü cebinden bir kitap,

Açıldı göklere…

Fazıl Hüsnü Dağlarca

( 1914 - 2008 )

6 yorum:

Unknown dedi ki...

Kubilay´i sevgiyle anacagiz O bizden bir parca olarak hep yasayacak ...

ali zafer sapci dedi ki...

"Görünmezler ama, oradadırlar, binlercesi, milyonlarcası... "
Sanat ve bilginin ışığı tüm zamanların ışığıdır.
Dostlukla!

bilge dedi ki...

Sevgili Gökçe halkı sakinleştirmek için askerlerini karakola gönderiyor ve ondan sonra öldürülüyor ..kubilay lar bitmez ruhu şad olsun...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Ayşe hoşgeldiniz...Kubilay 'ı yaşatmak karanlıkları aydınlatmakla olacaktır.

Arzu Sarıyer dedi ki...

Tüm zamanlar ,geçmişten geleceğe...insanlık ışıksız kalamaz...Selamlar Ali Zafer bey...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Bilge doğru söylersin,kardeş kanı dökülmesin ister Kubilay.Nereden bilsin ki caniler O'nu öldürmekle kalmayacaklar başını kesip sırıkta taşıyacaklar. En vahşi ve en korkuncu bu.Cumhuriyete ve devrimlere kin ve nefret....