24 Kasım 2011 Perşembe

ÖĞRETMENİM



Sevgili Öğretmenlerimin 24 Kasım Öğretmenler Gününü Kutlarken, Sonsuzluğa göç etmiş Sevgili öğretmenlerimi saygıyla anıyorum.

       Otuz üç yıl sonra ilk öğretmenliğe başladığım köydeyim...

        45 yıl önce bir kız çocuğu babasının elinden tutmuş okul yolunda ürkek tedirgin yürüyordu. Okul bahçesinde kendisi gibi onlarca çocuk vardı. Tek katlı L biçiminde okulun merdiven başında; ' işte senin öğretmenin' dedi, baba. Şık giyimli, simsiyah saçları arkaya özenle taranmış, uzuna yakın boylu, yakışıklı adam, onun öğretmeni. Elinden tuttu sıcak mı sıcak. Onca yıl geçti hala avuçlarında o sıcaklığı duyumsar. Taban tahtaları mazot kokan sınıf dedikleri odaya girdiler el ele. Sıralar ve kara tahtayla tanıştı, ardından birer ikişer kendi gibi ürkek, tedirgin gelen arkadaşlarıyla.

       Okullu günler. Önce büyük harfler öğretildi. Sonra sayılar. Okul numarasını baba ezberletmişti de; ya yazması. Ne kadar zor geliyordu sayıları yazmak, o 2 3 4 ne de zormuş. Büyük bir sabırla öğretiyordu öğretmen; okumayı yazmayı, matematiği. Doğru olmayı, çalışkan olmayı, Atatürk'ü. Yurdu ve sorunlarını hepsini, her bir şeyi öğretiyordu.

       Bir gün ne kadar sinirli bağırmıştı öğretmeni. Korkmuştu küçük kız. Ama dün söylenmiş gibi şu cümleyi hiç unutmadı; 'Çocuklar devletimiz o kadar borçlu o kadar borçlu ki. Bu borcu siz değil sizin çocuklarınız bile ödeyemez!' Ne kadar haklıymış öğretmen .Bugün, bırakın çocukları torunları bile ödeyemeyecek.

       Kız çocuğuna soruyorlardı 'ne olacaksın' diye. Tek yanıt, 'öğretmen' diyordu, kararlı ve mağrur bir edayla. Yakın akraba, eş dost hep öğretmen olacak kızım diye seviyorlardı. Okula gidinceye kadar evcilik oyunu oynayan çocuk, öğretmen ve müdürcülükten başka oyun oynamaz oldu. Kardeşini, arkadaşlarını sıraya diziyor, sınıfa alıyor, dili döndüğünce ders anlatmaya çalışıyordu.

       Ortaokula giderken de hep öğretmen olacağım dediğinde, bazı arkadaşları küçümsedi, dalga bile geçtiler. Yılmadı daha çok çalıştı derslerine. Hele okul müdürü demiyor muydu; 'sınıfta kalırsanız vatana, ulusa ihanet edersiniz!' Ne korkunç sözcüktü şu, 'ihanet!' Her duyduğunda irkiliyordu. Bir de, 'sınıfta kalmak!',oysa sınıf geçip öğretmen olmak, vatan borcu olmalıydı.

       Lise yılları da öğretmen olma hayalleri kurarak geçti. Bir gün çok sevdiği bir bayan öğretmeninin yürüyüş taklidini yaparken, omuzunda bir elin varlığını duydu. Döndü ve ne görsün ton ton okul müdürü, elinde harita koşa koşa dersten çıkmış. Dedi ki; 'Arzu, sen de öğretmen ol, öyle yürü!' Yakalanmaktan çok korkmuştu ama bu söz ona dua gibi gelmişti.

       Sonunda Eğitim Enstitüsüne( Bugünkü adı eğitim fak.) girdi. Yıllardır hayalini kurduğu öğretmenliği öğrendi. İdealist öğretmenliği öğrendi. Öğrencilerini en iyi nasıl yetiştirebileceğini öğrendi. Atatürkçülüğü, çağdaşlığı, devrimciliği, vatan ve ulusa yararlı insan yetiştirmenin erdemlerini öğrendi.

       Atandığı görev yerine gitmeden ;onu yetiştiren öğretmenlerinin elini öptüğünde şu duayı aldı 'elini öpen öğrencilerin bol olsun'(Yanlış anlaşılmasın el etek öpme değil) Gerçekten de yüzlerce yüzlerce öğrencileri elini öptü ve öpmeye devam ediyor.

       O küçük kız bugün yirbeş yıl tarih öğretmenliği yapmış emekli olmuş Arzu Öğretmendir. Adı emeklidir ama eğitime, öğretmeye her an devam ediyor edecektirdir de.

Arzu Sarıyer - 24 Kasım2008

Not:Bu yazım ;blog dünyasına merhaba dediğim yılda yazdğım ,öğretmen olma öyküm.Sizler bu yazıyı okuduğunuz günde ben beni yetiştiren yüce çınar öğretmenlerimle  birlikte olacağım.Bir öğretmenimin sözünü yürekten ben de söylüyorum "Dünyaya bin dafa da gelsem  yine öğretmen olurum,yine öğretmen olurum! "



9 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Arzu Hanım öğretmenler gününüz kutlu olsun, nice kutlamalara...

aysema dedi ki...

Öğretmenlikten emekli olunsa da vazgeçilemiyor değil mi Arzu Öğretmen'im.
İyi ki iyi ki öğretmen olmuşuz...

GÜVEN SERİN dedi ki...

Duygulu bir yolculuk: insanca,idealistçe...

Sevgiler öğretmenim; sevgiler öğretmenlerim...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Öğretmenler gününü yürekten kutlarım.
Benimde yıllarım öğretmen olma hayali ile geçti:(
Sevgiler...

Asuman Yelen dedi ki...

Gününüz kutlu olsun sevgili Arzu...

Leylak Dalı dedi ki...

Öğretmenim gününüz kutlu olsun. Sevgiler ve ilk öğretmenliğe başladığım yer olan Denizli'ye çok selamlar.

Ecehan dedi ki...

Emekleriniz, bakışlarınız, görüşleriniz için; ellerinizden öpüyorum ÖĞRETMENİM.
Saygı ve sevgilerimle...

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Öğretmenler gününüzü kutlarım. Sevgi ve saygıyla

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Lale'ciğim çok teşekkürler,sevgiler...

***********************

Sevgili Aysema ,evet iyi ki...Sevgiler...

************************

Çok teşekkürler,Sevgili Güven dostum,sevgiler...


************************

Çok teşekkürler Sevgili Nur,hayali bile çok güzel...Fiiliyatta olmasa da öğretmenlik her insanın dogasında vardır.Teşekkürler,sevgiler.

***************************

Çok teşekkürler Sevgili Leylak Dalı,ilk görev yeri hep anılarımızın baş köşesinde.Sizin ilk görev yerinizin yaşadığım şehir olması güzel bir rastlaşma...Kuçak dolusu sevgiler gönderiyorum Denizli'den size....

****************************

Sevgili Ecem,canım kardeşim ; çok teşekkürler,ben de gözlerinden öpüyorum.Sevgiler...

****************************

Sevgili Mehmet Bey,Denizlili hemşehrim;Çok teşekkürler,selam ve sevgiler...