12 Kasım 2011 Cumartesi

500 JAPON ÇOCUKTAN GENÇLİK MARŞI



Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar ,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin,
Sert adımlarla heryer inlesin.

Bu gök, deniz nerede var,
Nerede bu dağlar taşlar?
Bu ağaçlar güzel kuşlar,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer gök su dinlesin ;
Sert adımlarla heryer inlesin.

Her geceyi güneş boğar,
Ülkemizin günü doğar
Yol uzun olsa da ne var,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer gök su dinlesin ;
Sert adımlarla heryer inlesin.


       Şimdi bayram değil seyran değil "Gençlik marşı" neden diyeceksiniz...10 kasım 2011 perşembe günü Cumhuriyet Gazetimin deprem için ayırdığı sayfada küçük bir haber:

       "500 JAPON ÇOCUKTAN GENÇLİK MARŞI -TOKYO(AA)
Van depreminin ardından yüzlerce japon çocuk Vanlı kardeşleri için gençlik Marşı'nı seslendirdi.Ertuğrul fırkateyni faciasının yaşandığı eyalet olan Wagayama'daki Fujitodai ilköğretim Okulu'ndan 500 den fazla çocuk spor salonunda hep bir ağızdan Gençlik Marşı'nı seslendirdi."

       Haber eyalet yönetimin  maddi yardım haberleri ile devam ediyor.Maddi yardımlar da çok önemli ama benim ilgimi özellikle çeken ilköğretim çağında onca çocuğun "Gençlik Marşı" mızı söyleyerek Van'daki kardeşlerine seslerini duyurmak istemeleridir.

       Gençlik Marşı'nın tarihçesine baktığımızda zor günlerin marşıdır.Ali Ulvi Elöve, Gençlik Marşı ile ilgili anılarında şunları anlatıyor:

       “Bir gün okulun uygulama odalarından birinde çalışırken, S. Sırrı Tarcan ziyaretime geldi. O günlerde pek gözde olan bir İsveç marşı için güfte yazmamı istedi. Istenilen güfte 4×4 veya 8 heceli olacaktı. Vakit geçirmeden çalışmaya koyuldum. 1. Dünya Savaşı’nın aleyhimize döndüğü yıllardı o yıllar. Gençlik ve halk kaygıya kapılmıştı. Marş yazarken başlıca amacım bu havayı dağıtmak, gençlere azim, ümit ve kalp vermek oldu.” Yıl 1916

       3 yıl sonra ülkemiz çetin bir Kurtuluş Savaşına başladı. Mustafa Kemal, daha Samsun yolunda iken Bandırma Vapurunun güvertesinde arkadaşları ile bu marşı söyleyerek Karadeniz’i ak umutlarla yara yara Anadolu’ya ulaştılar. Samsun’a çıktıktan sonra Çamlıbel’e geldiklerinde yanında bulunan arkadaşlarını toplayarak DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ marşını söylediler. Daha sonra Erzurum ve Sivas yollarında ve bütün Kurtuluş Savaşı süresince bu marşı söyleyerek umutlarını tazeleyip durdular. Böylece Anadolu’yu bir heyecan kasırgası sarmıştı. Bu heyecan ve umutladır ki, Türk Ulusu, M. Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşını başardı.

       "Anadolu’nun dağ başlarını, tekerleklerine çuval doldurduğumuz kırık-dökük otomobillerle aşarken bu marşı, yanımda bulunanlara söylemeyi adet edinmiştim." M.Kemal Atatürk

       Zor ve karanlık günlerimizde moral  ve umut dolu "Gençlik Marşı" mızı Japon çocukları bize ne güzel anımsatmak istiyor. Türkiye her yönüyle zor ,acı dolu günler geçiriyor .Önce terör sonra deprem.23 ekimi doğal afet olarak kabul edebiliriz. 9 kasım gece yarısı gelen depreme ne demeli? Ben geliyorum diye diye geldi ve onlarca can aldı . Kader olmamalıydı ;bir ülkenin yöneticileri vatandaşlarına bile bile ölüme göndermemeliydi .Yukarıdaki haber okunurken henüz acı gerçekler haber yapılmamıştı.

       Vanlı kardeşleri için "Gençlik Marşı"nı seslendiren çocuklara sevgiyle alkışlarken; yardım için gelen, bu uğurda ölen Japon Dr Atsushi Miyazaki için utanç gözyaşları döküyorum. Hiçbir özür O'nu geri getiremez. Yaralı  Japon Miyuki Konnai için acil şifalar diliyorum...

Her geceyi güneş boğar,/Ülkemizin günü doğar/Yol uzun olsa da ne var,/Yürüyelim arkadaşlar.




6 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

Bu anlamlı jeste hemen ertesi gün ne de güzel bir karşılık yolladık.

Arzu Sarıyer dedi ki...

Söyleyecek sözü bulmakta zorlandığım anlar Sevgili Asuman...

Hayat İzlerim dedi ki...

Gerçekten kelimelrin bittiği an tam da bu andır.
bizim ayıbımızdır bence o Japon doktoruni, gazetecilerin ve pek çok insanıın depremde ölümü ...
Sevgiyle kalın ...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Hoşgeldiniz sayfama Sevgili Hayat İzleri.Tarihimize bir ayıp daha eklendi,ne diyelim...Sevgiler size.

Ecehan dedi ki...

Dağ başını duman alıyor ülkemde maalesef sıklıkla.
O kadar çok kopan yerim var ki; birbirine bağlamaktan yoruluyorum bazen manen ama yine biliyorum ki bağladığım her nokta eskisinden de güçlü, bilirsiniz.
Yol uzun, çok uzun,
Yürüyelim arkadaşlar.
Japon doktora rahmet diliyorum bir kez daha, söylenebilecek çok da fazla birşey yok zaten.
Gönlünüze sağlık,
Selam ve sevgilerle..

Arzu Sarıyer dedi ki...

Tarihe kısaca bakarsak Anadolu'da yaşamak çok güzel,güzel olduğu kadar da zor.O zoru akıl ve bilimle başarabiliriz ancak...Sevgiler Sevgili Ece,bağların hep güçlü olacak buna inanıyorum...