21 Kasım 2009 Cumartesi

BİR DEMET YASEMEN

       Gül, sümbül, leylak, karanfil, nergis… Daha birçok çiçek, doğanın en güzel renkleri. Onlarsız bir yaşam ne kadar tatsız, kokusuz ve renksiz… Hemen hepsini çok seviyorum, ama ille de yasemin diyorum. Nedenini de tam bilemiyorum. Kendimi bildim bileli seviyorum ben yasemini. Adı, şekli ve kokusu...


       Yaz çiçeğidir yasemin. İlkbaharda tüm doğa, yeşilliğine bürünürken o da uç verir, tomurcuk verir. Önce yapraklar, incecik dallarda sıra sıra dizilir. Hani ince uzun boylulara , “Fidan gibi,” deriz ya, yaseminin yetiştiği yörelerde de “yasemin çubuğu gibi,” denir, narin ince genç kızlara. İncecik narin mi narin. Yaz sıcakları arttıkça, çiçekler açmaya başlar usul usul. Gündüzü sevmez yasemin, o sıcaklarda kokusunu duyuramaz kimseye. Akşamları canlanır. Güzelim kokusunu yayar da yayar sabaha kadar. Tüm bahçeyi, sokağı, birkaç sokak öteye sarar kokusu. Kendini göremeseniz de kokusunu uzaktan, çok uzaktan duyarsınız. Narin beyaz çiçeğine burnunuzu dayadığınızda, doyamazsınız koklamaya.


       Bu koku alıp götürür sizi bir yerlere. Beni bu yaz götürdü bir yerlere. Nereye biliyor musunuz? Kırk yıllık aile dostumuz, öğretmenim ve sevgili Hürriyet Ablama. Bu yaz, Kuşadası’nda bir dost ziyareti için karayolundan ayrılıp sitelerin yoluna saptığımızda, önce mis gibi yaseminimin kokuları geldi. Bir baktım ki yaseminim bahçe duvarından bana bakıyor, tüm güzelliği ile... Dayanmadım, hem koklamak, hem de fotoğrafını çekmek istedim. İzin almak için başımı kaldırdım ki orta yaşın biraz üzerinde yaseminler kadar zarif bir Bayan.”Tabi ki koklayabilirsin, çekebilirsin,” diyor. Bu ses bana yabancı değil ama nereden? “Nerelisiniz?” diye başlayan soru ve yanıtlar, doğup büyüdüğüm topraklara okuduğum okullara ve kırk yıldır görüşemediğim güzel insan Hürriyet Ablamı buldurdu. Yirmi beş yaşındaki haliyle hayalimdeki güzel ablam ve öğretmenim şimdi annene ve babaanne. Nasıl anımsamam çocukluğumda örnek aldığım birkaç kişiden biri. Güzel yaseminim seni nasıl sevmem...(Fotoğrafını gördüğünüz o yaseminlerdir.)

       Narin beyaz çiçekler, yazı bitirir, sonbaharı da bitirir, o güzel kokularıyla. Narin, ince dalları kışın çiçeksiz yapraksız dalar kış uykusuna yatar, gelecek baharın ve yazın güzel düşleriyle. Bize de Zeki Müren’in, “Bir demet yasemen, aşkımın tek hatırası,” şarkısını söylemek düşer, geriye kalan hoş sedada...


21 Kasım 2009
Arzu Sarıyer

4 yorum:

gülsen VAROL dedi ki...

nihayet buralarda tanıdık bir ifade.. tanıdık bir isim... Çocuklar kadar şenim bu gece sevgili meslekdaşım. Senin için yasemin ne ise benim için de leylak o!.. Hem rengine hem kokusuna hem de sabrına hayranım. Bir yıl bekler, bir ay çiçek açmak için!!

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Öğretmenim,İlk yorumun sizden gelmesi ne büyük mutluluk.Sizin verdiğiniz şevkle buradayım.Acemilik çekiyorum.Ama sizi yanıbaşımda görmek,varlığınızı heran hissetmek çok mutluluk .Çok teşekkürler Öğretmenim.Selam,saygı ve sevgiler.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Doğanın bize olan en güzel hediyelerinden birisi de,ÇİÇEKLER O güzel kokuların,renk cübüşünün sahibi olan çiçekler; tüm kirlenmelere inat; milyarlık döngü içinde, milyonluk yaşam kabiliyetlerini döndürmeye devam ediyorlar...

Saygılarımla

Arzu Sarıyer dedi ki...

Evet dostum,iyi ki varlar.Onlarsız yaşam düşünemiyorum.Selam ve sevgiler.