21 Haziran 2014 Cumartesi

21 HAZİRAN, GÜN DÖNÜMÜ















21 HAZİRAN, GÜN DÖNÜMÜ
Dünya’nın Güneş etrafında dönmesi ve eksen eğikliğine bağlı olarak kuzey yarımkürede 21 Haziran günü yılın en uzun günü ve en kısa gecesi yaşanır ve bu güne solstis (gündönümü) denir. Güney yarımkürede ise en uzun gece, en kısa gündüz yaşanır.
Kuzey yarımkürede 21 haziran yaz mevsiminin başlangıcıdır.
Güney yarımkürede 21 haziran kış mevsiminin başlangıcıdır.
21 Haziranda kuzey kutbunda güneş hiç batmaz ve 24 saat gündüz yaşanırken, güney kutbunda güneş hiç doğmaz ve 24 saat gece yaşanır.
Bu tarihten itibaren kuzey yarımkürede gündüzler kısalmaya, geceler uzamaya başlar. Fakat 21 Eylül tarihine kadar gündüzler gecelerden uzundur. Güney yarımkürede ise 21 hazirandan itibaren geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar. Fakat 21 Eylül tarihine kadar geceler gündüzlerden uzundur.
21 Haziranda; Kuzey yarımkürede, güneş ışınları Yengeç Dönencesi’ne 90°lik açı ile düşer. Güney yarımkürede ise, güneş ışınları Oğlak Dönencesi’ne 43°06′ lık açı ile düşer.
21 Aralıkta ise 21 haziranın tam zıttı yaşanır. Kuzey yarımkürede en kısa gün, en uzun gece yaşanır ve kış mevsiminin başlangıcı olur.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

ANNE



ANNE
Bırak kalsın masada ekmek
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
kırlangıç havada
Dama düşen ince bir yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur.
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.
AHMET ERHAN

6 Mayıs 2014 Salı

DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN



DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN

O gün erken doğdu kıpkızıl güneş 

Altı mayıs günü üç darağacı 

Dağların başında tutuştu ateş 

Altı mayıs günü üç darağacı 


Toplandı katiller okundu ferman 

Dalgalandı Deniz, kükredi Arslan 

Çoktan bu ölüme hazırdı İnan 

Altı mayıs günü üç darağacı 


Çorak topraklarda tohum saçtılar 

Ne korktular ne kavgadan kaçtılar 

Gülerek ölüme kucak açtılar 

Altı mayıs günü üç darağacı 


Son bir defa haykırdılar dünyaya 

Devam edin devam edin kavgaya 

Cellat tekmeyle vurdu sehpaya 

Altı mayıs günü üç darağacı 


Zamanıyım kırılacak bu çarklar 

Zulüm yok olacak kurtulur halklar 

Asırlar geçsede anılacaklar 

Altı mayıs günü üç darağacı 


CAN YÜCEL

23 Nisan 2014 Çarşamba

23 NİSAN


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun...

21 Mart 2014 Cuma

BAHAR VE ŞİİR







Beyaz 

Bir bademin altına, yorgun, oturmak biraz,
Ayrı ayrı seyretmek çiçek açmış her dalı.
Artık bütün renklerden, artık uzaklaşmalı:
Beyaz işte, aylardır gözümde tüten beyaz.

Kış bitti... Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz,
Duyuyorum bu sabah, kış içimden çıkalı,
İçimin dört duvarı bembeyaz badanalı,
Ah, sade nefes almak, göğsüme dolan bu haz..

Bir kuş ötecek şimdi... Havada bir durgunluk,
Mermeriyle konuşan açık kalmış bir musluk,
Beyaz çiçeklerini tektük düşüren kiraz.

Bahar pınarlarından içime damlayan su,
Bembeyaz çiçeklerin ıslak, temiz kokusu,
Kış bitti... Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz..

Ziya Osman Saba

*********************************************

Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi, usta şair Refik Durbaş’ın kaleme aldığı 21 Mart 2014 Dünya Şiir Günü Bildirisi’ni açıkladı. İşte bildiri:

Kendisi de dahil hayata itirazdır.
Kendisine de karşıdır, itirazına da…
Savaşa karşı, ama kavganın yanında.
Barışa, özgürlüğe, vicdana taraftır.

Yolsuzluk, rüşvet yoktur defterinde.
Var oluşu baş eğmeyi reddinde.
Montaj, dublaj, kumpas bilmez.
Yazıldığı gibi yaşar anadilinde.

Edebiyatın isyankâr edepsizi,
Dünya halklarının ortak sesidir.
Düş ve gerçek, aşk ve karasevda
Bir de kendisi dışında her şeydir.

Şiir, şiirden başka bir şey değildir.

Refik Durbaş

18 Mart 2014 Salı

ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ*




18 Mart Çanakkele Zaferimizin yıldönümünü kutlarken şehitlerimizi saygı ile anıyorum.

Çanakkale savaşları ne kadar anlatılırsa anlatılsın sonu gelmiyor.Bilmediğimiz bilgi görmediğimiz belge hala çok.Tarihihmizin en önemli ölüm kalım savaşlarından  Çanakkale için pek çok;şiirler ,destanlar ,türküler yazllmış ,yakılmıştır...Tabiki "Çanakkale Türküsü" bunların içinde en bilineni.18 Martlar bu türküsüz anılmıyor.Çanakkale türküsü en çok şehit veren şehir Kastamonu'da yakılmıştır.Derleyen Ozan -Öğretmen İhsan Ozanoğlu'dur.Bu konuda yeni öğrendiğim bir anekdotu burada paylaşıyorum:

















 Muzaffer Sarısözen'den radyoda Çanakkale için bir özel program isteniyor... Ama bakıyor ki elde dişe dokunur bir şey yok. Yayının yapılacağı akşam saatleri yaklaşırken  İhsan Ozanoğlu geliyor. Sarılıyor telefona; anlatıyor derdini... Ve ekliyor, "senin elinde bir şeyler var mı Ozanoğlu?" diye sorar,İhsan Ozanoğlu "var ama nasıl gelip çalacağım, yetişemem ki" diyor ve okumaya başlıyor... Sarısözen çok etkileniyor türküden... Konuşma sürerken   Ozanoğlu'nun aklına bir çözüm geliyor... "Canlı yayın saatinde siz beni arayın postaneden... Ben kabinden çalıp söyleyeyim" diyor... Öyle de yapıyorlar... Çanakkale Türküsü'nü Türkiye ilk kez böyle dinliyor işte... (Nurlar içinde yatsınlar...)  (Mehmet Yücel, anekdotu yazan)


ÇANAKKALE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyon düşmana karşı
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah


Çanakkale içinde bir dolu testi
Analar babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of Gençliğim eyvah..



                          İhsan OZANOĞLU


*2013 yılı 18 Mart yazısıdır

11 Mart 2014 Salı

BERKİN ELVAN ,TÜRKİYE BU TARİHİ UNUTMA !

Ekmek ve çocuk seni hiç unutmayacağız ,katillerini de ...
Ölümün kar gibi beyazdı Ah! ..Çocuk

Gittin
Öksüz kaldı içimizdeki imge dağları
Silindi gül kokularından damıttığın sevgi 
Sular çağıldamıyor artık
Şiirler dökülmüyor içimizdeki pınara
Titreyen rüzgarın dudaklarında
kelebekler konmuyor taçyapraklarına çiçeklerin

Gittin
Zehirli oklar saplanıyor şimdi her sabah
Yırtılmış burçlarına gökyüzünün
Ve her gece yağmur olup yağıyor gözlerimiz
Yaralı denizler üzerine

Katledilmiş bir demet gülücüktü
Dudağında ölüm Ah! .. Çocuk
Mendil mendil yıldızlara salladığın öpücüktü
Gözlerindeki tomurcuk
Sevgin büyüktü, yüreğin kocaman, bedenin küçücüktü
Alıp seni nazlı bir gülün yaprağına gömdük
Ağlamak ve anlatmak için dünyaya sevdanı

Göçmen kuşlara anlattım seni
Karlı dağlara, rüzgarlara, bulutlara
Sevgini anlattım dünyaya
Şarkını söyledim seni tanısınlar diye
Bütün ağaçlar yaprak döktü
Bütün çiçekler boyun büktü Ah! .. Çocuk

Gittin
Kurudu içimizdeki pınarlar
Ceylanlar inmiyor kıyılara artık
Sevgi de yetmiyor Ah! ..Çocuk
Umut da yetmiyor
Diriltmek için güzellikleri yeniden

Bütün kuşların bir kanadı kırık şimdi
Bütün çiçeklerin gözleri yaşlı
Ölümün kar gibi beyazdı Ah! ..Çocuk
Başladığın yerde bitti yolculuk

Nuri Can