12 Ekim 2011 Çarşamba

DENİZLİ DESTANI

      

        Nerelisin dediklerinde son yirmi yıldır Egeliyim diyorum .Onsekiz yaşında doğup büyüdüğü şehirden ayrılanlar için bir şehir söylemek güç oluyor.Yüksek öğrenim için gittiğim şehir ikinci memleketim olmuş,İzmir. uzun yıllar görev yaptığım şehir (İlk görev yeri) üçüncü memleketim olmuş,  Afyonkarahisar .Son görev yerimde yirmi yıldır yaşıyorum dördüncü memleketim olmuş ,Denizli . Bedri Rahmi Eyüboğlu başlıklı yazımda doğduğum şehir ve yaşadığım şehir için Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun iki destanını yazacağımı belirtmiştim. Nazilli Destanı doğup büyüdüğüm şehrin destanı idi.  Denizli Destanı yaşadığım şehrin destanı...
                                 


 DENİZLİ'YE SELAM
Her horoz kendi çöplüğünde
Denizli horozu her yerde öter
Ne güzel dağların var Denizli
Mavi,mavi yeşil yeşil tüter

Horozun hakkını horoza verelim
Dağların hakkını dağlara
Algözüm fırçayı paleti ele
Gidip şu dağlarda tezgah kuralım

Ne güzel dağların var Denizli
Sana denizli değil dağlı demeli dağlı
Dağlar hey'...Yiğit dağlar.Yüce dağlar
Koptukları yerden bulutla bağlı

Ne güzel dağların var Denizli
Gökyüzüne dikilmiş bir deniz dersin
Köpük köpük,çakıl çakıl
Dolansın dolansın dolansın
Dolansın durguna tırmansın akıl
Burgu olsun buram buram burulsun
Barut olsun binparçaya bölünsün
Tünel olsun kara kara delinsin

Ne güzel dağların var Denizli
Dağlarını dilim dilim dilmek isterim
İçersinde ne var ne yok bilmek isterim.

Bedri Rahmi Eyüboğlu Sabır ile Koruk(Sayfa 317)



        "Sabır ile Koruk" kitabındaki makalesinde Bedri Rahmi Eyüboğlu yukardaki dizelerde  Denizli dağlarına hayranlığını dile getirir: "...Bu dağları ancak uzaktan seyrettim.Dağ köylerininden hiç olmazsa bir tanesini görmek isterdim.Civarda yalnız Pamukkale'yi görmek nasip oldu.Pamuğun fabrikası Nazilli'de ise kalesi de burada....Güzel güzel çağlayayarak birden bire taş kesilen bir çağlayan tasarlayın. Pamukkale'de kaynayan sıcak suyun  tortusu işte böyle bir mucizeyi başarmış.Yavaş yavaş akıp giderken işi heykeltıraşlığa dökmüş.İki stadyum boyundaki boşluğu dantel gibi örüp çıkmış...."


         Denizli'de üç dört gün kalan Bedri Rahmi Eyüboğlu 1953 yılı şehir merkezinden de övkü ile söz eder"Denizli sokaklarında dolaşmak bir zevk. Her evin duvarlarına kulağını daya, bir su sesi. Bir su şırıltısı.bir küçük derenin şarkısı......"
         
          Denizili köylerine göremediğine üzülen Bedri Rahmi Eyüboğlu:
      "Denizli'nin köylerini göremedim diye üzülürken,eksik olmasınlar köylüler Denizli'ye kadar geldiler.Anadolu'da eşine az rastladığım bir pazar kuruldu. Köylüler pazara akın ettiler.Bir turist gözü ile Denizli pazarı bir ziyafetti.Bir ressam için bulunmaz bir nimetti. Ama Denizli   pazarını dolaşırken ne turistliğim kaldı, ne ressamlığım!"

DENİZLİ DESTANI
Her horoz kendi çöplüğünde
Denizli horozu her yerde öter.
Ne güzel dağların var Denizli
Mavi mavi yeşil yeşil tüter
Horozun hakkını horoza
Dağların hakkını dağlara verelim.
Al gözüm kınalı paleti ele
Şöyle ressam gözüyle seyredelim

Al gözüm seyreyle Denizli pazarını
Sittin sene beklemiş durmuş ressamını, yazarını
Ama bizler bu yurdun aydın geçinenleri
Elimize kağıt kalem geçer geçmez
Evvela Galata’ yı çekmişiz sineye sonra Şişli ’yi
Gözüm kör olsun duydumsa                 
 Minicik horozlardan başka kimseden Denizli’yi
Dostlar günahı vebali boynunuza
Öyle lök gibi oturmuş kalmış
Öylesine saplanmış kalmışız ki İstanbul’a
Bir türlü atlayıp kalemin sırtına
Üsküdar’ı aşamamışız
Zeybeğini oynamış, Zeynebini söylemiş
Horonunu tepmişiz Anadolu’nun
Halayını çekmişiz ama
Çilesini çekmeye yanaşmamışız.

Al gözlüm seyreyle Denizli pazarını
Bursa’da, Gönen’de, Çorum’da
Artvin’de görmedim benzerini
Pazar dediğin böyle kurulur
Şehrin ortasına allı pullu
Uçsuz bucaksız bir kilim serili
Kilimde kaç çeşit nakış varsa
Bal olur, petek olur, bakraç olur
Bebek olur, beşik olur, dizilir
Develer geçer ağır ağır,
Bir çıngırak sesidir
Erir şeker gibi.
Sırım gibi delikanlılar salınır
Bir bolluk, bir bereket, bir bayram havası eser
Göz doyar doymasına yürek burkulur
Hepsi hoş, cana yakın bizden ama
Bu ortaçağ kokusu nedir?
Adını bilmediğim bir yerlerde
Ey Gaziler türküsü söylenir
İçimde bir şeyler devrilir, burkulur, sızlar
Amanın beş yüz yıl önce de
Tıpkı böyle kurulurdu bu pazar.
Tıpkı böyle çömelirlerdi toprağa
Al topuklu beyaz kızlar.

Al gözüm seyreyle Denizli pazarını
Akla hayale sığmayan şeyler koyun koyuna
Dünümüz, bu günümüz, yarınımız
Kırmızı biberinden tut plastik kemerine kadar
Çalısı, çırpısı, bakracı,
Balıyla
DDT’si, bit tozu, naylon peştamalıyla
Bir yanağında sarı sıtman
Bir yanağında alıyla
Ammesi, mevludu
Mızraklı, mızraksız ilmihalıyla
Zaloğlu Rüstemi,
Jack London tercümesi
Seksoloji mecmuasıyla
Tarzan’ı, Truman’ı
Kel hocası, kör hacısı
Kürd imamı, kurt yobazıyla
Varımız yoğumuz,
Köyümüz künyemiz karşında
Al gözlüm seyreyle Denizli pazarını
Halep de burada arşın da

Al gözlüm seyreyle denizli pazarını
Bir yanda tulum peynirleri tıklım tıklım dolu
Hala münasip taraflarında sallanır durur
Dananın kuyruğu
Lezzetli olmasına lezzetli mübarek peynir
Ama bir güzel tıraş edilmezse saçı sakalı
Zor yenir yutulur.
Peynir tulumlarının üstüne bir ip gerilmiş
İpe mandallarla resimler asılmış

Al gözüm seyreyle dünya güzelini
Haspam yarı çıplak yatmış uyumuş
Bastığı yerleri güller bürümüş
Güzelin yanı başında Fatih çekmiş kılıcını
Sonra müşir üniformasıyla Atatürk
Gözleri çakmak çakmak
Bir savaş alanı
Mehmetçik sermiş düşmanı yere
Almış hıncını
Daha sonra İnönü, Çakmak, Bayar
Derken sinema yıldızları, kovboylar.
Resimli türküler
Türkülü resimler
Şarkılar
Bir elinde hıyar nazik nazik soyar
Dağdan kestim kereste
Kuş besledim kafeste’ler
Naylon güftelere plastik besteler

Al gözüm seyreyle Denizli pazarını
Bir kilim, bir heybe, bir nakış
Dünyada eşi emsali görülmemiş
Bu ne sabırdır Allahım, bu göz nuru nedir?
Amman nakış deyip coşma Mernuş
Sittin sene önce de aynı kilim, aynı heybe, aynı örgü
Aynı tezgahlarda böyle dokunurmuş
Yine aynı yün, aynı iplik, aynı tezgah, aynı eller
Ama aradan neler geçmiş, neler geçmiş, neler ...

Al gözüm seyreyle Denizli pazarını
En güzelle en çirkin
En fakirle en zengin
En uzakla en yakın
İç içe, göz göze, diz dize
Nasıl anlatırım hepsini size
Dal gibi dalyan gibi kızlar gördüm
Çivi gibi delikanlılar
Yüzlerinde sevinç, umut, sağlık taşan insanlar gördüm
Tepeden tırnağa nakış içinde her şeyleri tamam
Sonra çocuklar gördüm çocuklar
Taş çatlasa anlatamam
Bir emzikli ana gördüm on dört yaşında
Hangi dert hangi acı yakmış kavurmuş
Bir delikanlı gördüm kördüğüm olmuş
Vakitsiz harmanlar gibi savrulmuş

 İnsancıklar gördüm yaşları belirsiz
Çocuk mu? Ana mı? Gelin mi?
Ömrünün sonunda mı ,başında mı?
Yedi yaşında mı, yetmiş yaşında mı?
Hele bir tane gördüm ayan beyan sıtmalı
Gözlerinde ölüm vardı
Ölüm gözlerinin dibinde
Kuyuya düşmüş bir bakraç gibi parlardı
Bir yamalı bohça sırtında mezarı
Azrail boynuna takmış hızarı.

Bedri Rahmi EYÜBOĞLU







13 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

denizli çok özel bir yere sahip bizim için...
Pamukkalede kalıp, her gün Denizliye inerdik minübüslerle, geçtiği köylere bayılırdım. Şoför okula giden çocukların evlerinin önüne gelince bağırırdı Ahmet, Mehmet hadiii diye...

Sevgimle

Newbahar dedi ki...

Denizlim...
Evden dışarı çıktığımda kokusuna, caddelerine, parklarına dahası insanına hayran olduğum şehir.
Gurbette iken özlemini duyduğum, sılada doyamadığım şehir.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Ülkemin güzel destanı; var olan zenginliklerimizi farkedişimizin, biraz olsun anlayışımızın alkışlanacak seslenişi...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Lale Denizli'nin sizin için özel oluşuna çok sevindim.Şimdi Pamukkale yolundaki köy yollarında sizin izlerinizi süreceğim...Sevgiler Denizli sever Dostum...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Newbahar'cığım seni anlıyorum kardeşim;atmış km uzaktayım ait olduğum topraklara ama özlem hep içimde,çok uzaklardaymışım gibi.Sevgiler...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Farketmek,farkedişi gösterebilmek...Bedri Rahmi bunu en iyi yapan sanatçılarımızdan belki de yaşadığı dönemde tek.Dizelerinde ustaca işliyor.Döneminin Evliya Çelebi'si diyorum ;umarım yanılmıyorum Dostum Güven...

Mehmet Bilgehan Merki dedi ki...

Sevgili Arzu,
Denizli tanıtımınız çok güzel. Bir Denizlili olarak gurur duydum.
Teşekkürler

Arzu Sarıyer dedi ki...

Ben teşekkür edrim Mehmet Bey;Denzili'yi Bedri Rahmi Eyüpoğlu yazılarından ve dizelerinden tanıtmak oldu...

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Ne çok severim ben bu şehri! Ya insanını..Karşı tarafın avukatı yetişmeye çalıştığım ve geç aldığım celseyi bekletir, İzmir'den geldi avukat hanım diyerek duruşmadan sonra diğer Denizlili avukatlarla birlikte beni her türlü muhalefetime rağmen yemeğe götürür, giderken otobüsüme bindirmeye varan nezaket, sıcakkanlılık ve büyüklükle uğurlarlardı. Çok severim çok bu şehri ve insanlarını!

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba,

Damla Doğal Hayat Özel sayısını çıkarmak hazırlığı içindeyiz.
Doğal yerler, doğal güzellikler, hayvanlar alemi… vb. konularla ilgili fotoğraflar, şiir, anı, gezi yazıları …vb. çalışmalardan; ayrıca çevreyi koruma çalışmalarından oluşacak Damla Doğal Hayat Özel Sayısı için katkılarınızı bekliyoruz.

İnternet dünyasında dağlarla, ormanlarla; ırmaklarla denizlerle; yaban hayvanlarıyla ilgili bir çok çalışma var. Milli parklarımız, çevre çalışmalarımız da başlı başına kaynak teşkil etmektedir. Ancak “alıntı kurallarına” göre bu çalışmalardan yazının boyutuna göre bir iki paragraf alıp bağlantı kurabiliyoruz. Yazının tamamı için müsaade alma işi ile uğraşmak kolay olmuyor.

Özel sayımızda sizlerin doğal hayatla ilgili çalışmalarına ( şiir, anı, gezi yazısı, öykü; fotoğraflar…vb.) yer vermek istiyoruz.
20 Ekimden sonra çıkarmayı düşündüğümüz özel sayımıza yazı ya da fotoğraf göndererek katkı sağlarsanız mutlu oluruz.
Mutluluk dileklerimizle.
Sabahattin Gencal
(Emekli öğretmen)

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Çoban Yıldızı;Yorumunuzda o kadar içten seslendiriyorsunuz ki sevginizi,yine yine sevesim geldi bu şehri.Çok teşekkürler;yolunuz düşerse Denizli'ye sizi ağırlamaktan ben de mutlu olacağım.Sevgiler Sevgili kardeşim...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sabahattin Öğretmenim sizi kutluyorum güzel bir çalışmanın öncülüğünü yapıyorsunuz.Katkı sağlamaya gayret göstereceğim.İyi çalışmalar,başarılar diliyorum.

ilhan ÖDEN dedi ki...

Denizli pazarında turistliği,ressamlığı bırakmış ama yazarlığını kullanıp ne güzel anlatmış. Bedri Rahmi kaleminden 1950 yıllarının Denizli pazarında dolaşmış olduk. Teşekkürler Hocam. Selamlar.