Önde zeytin ağaçları arkasında yâr
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yâr yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.
Yâr yâr!.. Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yâr yâr
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Sene 1946// Mevsim sonbahar Şair bu şiiri sevgilisi Mari için yazar, hani en çok en çok bilinen "Karadut" şiirindeki Karadut. Belki bir rastlantı kendisi de sonbaharda hayata veda eder.21 Eylül 1975. 36 yıl geçmiştir aradan.
2011 yılı Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun 100.doğum yılıdır. Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Köy Enstitüler konulu bir söyleşideydim bu hafta. Eyüboğlu kardeşler; Sabahattin, Bedri Rahmi, Mualla Köy Ensttülerinin eğitim, düşün hayatında, sanat hayatında var olmuşlardır.Yeni Kuşak Köy Enstütüleri Derneği İzmir Şubesi pek çok başarıya imza attıkları gibi bu söyleşide de oldukça başarılıydı. Bana göre neden başarılıydı; alışılmış doğum ve ölüm yıldönümlerinde gibi anma ,anlatma değildi. Şimdiye kadar bilinmeyen ya da az bilinen konularla bizleri buluşturmuş olduğu için. Baktığımız ama göremediklerimiz, okuduğumuz ama farkına varamadıklarımız, duyduğumuz ama hissedemediklerimiz...
İstanbul 4.Levent; bir çok kamu binalarının duvarlarında şahaser nitelikte mozaik süslemeler,üzerine monte edilen reklam panoları altında gizlenmiş....Taksim'de ünlü Marmara Oteli duvarlarında Bedri Rahmi-Eren Eyüpoğlu imzalı mozaikler...Bakmışız ama görememişiz...
Yazar, şair, ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu; lise yıllarında yediği bir tokat yüzünden yok olup gidecekti belki. O'nu hayata döndüren, resimle tanıştıran öğretmeni olmasaydı. "Ressam olduysam lise hayatından kurtulmak için oldum" der .Ressam olmakla kalmamış güçlü kalemi ile yazar ve şair de olmuştur.
Ağabeyi Sabahattin bir gün kendisine " Ya şair ol ya da ressam ,iki dalda başarılı olamazsın " der.Bedri Rahmi ikisinde de başarılı olur..İyi ki olmuştur ;şair olmasaydı Anadolu halkı belki bu kadar tanıyamıyacaktı. Şairliğini, ressamlığını besleyen Anadolu coğrafyası ve halkı..Evliya Çelebi misali gittiği Anadolu 'nun her köşesinden beslenmiştir; renkleri, desenleri, özdeyişleri, yaşam tarzları...
"Ressamlığımı eleştirebilirsiniz,şairliğimi eleştirebilirsiniz ama asla hocalığımı eleştiremezsiniz"Bu sözler Öğretmen Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun sözleridir, yüzlerce öğrencisine sanat eğitimi veren,sanatı sevdiren ...Ben bir yazar değilim, sanatçı da değilim ;O'nu yazar ve sanatçı gibi algılamam ... Ama Öğretmen olarak öyle algılabiliyorum ki; içim titremiş, gözlerim buğulanmış...
Hughette Eyüboğlu; Bedri Rahmi'nin gelini, oğlu Mehmet'in eşi, Kandalı bir gelin...İlk kez bu söyleşide görüyorum .Öyle heyecanlandım ki ;ince narin yüzünde Bedri Rahmi'yi görmüş gibi oldum.Güzel Türkçesi ile ağır ağır anılarını anlattı; nefesimi tuttum, gözümü kırpmadım izledim...Elli yıldır sır olarak saklanan Nazım Hikmet şiirlerinin olduğu ses kaydını nasıl sakladığını anlattı :Paris’teki kayıtların üzerinden elli yıl geçtikten sonra saklanan şiirlerin “gün ışığına çıkmasının zamanı gelmiştir” diyerek harekete geçtiğini. Ve kayıtları Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’na teslim ettiğini...
İskilip'te iki hafta gibi kısa bir süre yaşayan kayınpederinin İskilip'ten çok etkilendiğini, sanat yaşamında ve resimlerinde İskilip'in izlerinin görüldüğünü söyledi. Türkiye'de ilk kez Bedri Rahmi Eyüboğlu adına İskilip'te bir sergi salonu açtıklarını hatırlatan Eyüboğlu, 'Çatalkara' adında bir sanatevi çalışmalarını anlattı.
Okuduğum halde farkına varamadığım bir konu daha: Turan Güneş'in Paris'te öğrencilik yılları, sakalı haliyle bir lokantada arkadaşları ile sohbet ederken ;Bedri Rahmi sadece "Mahmut Makal ve Bizim Köy" sözlerini duyup sıralamış dizeler:
SAKAL MAKAL YAHUT OGLUM AHMET BU YOLDA DEVAM ET
Herifçioğlu Sen Mișel'de koyuvermiș sakalı
Neylesin bizim köyü, nitsin Mahmut Makal'ı
Esmeri, sarıșını , kumralı , kuzguni karası
Cebinde dört dilberin telefon numarası
Bir elinde telefon , bir elinde kesesi
Uyyy!.. yesun oni nenesi yesun oni nenesi
***
Turan Güneş 'le sonradan dost olmasına neden olan dizeler.. Bedri Rahmi'nin bunalımda olduğu dönemdir. Sakalı gençleri ; birçok şeyden habersiz, ilgisiz sanır...
SİTEM
Önde zeytin ağaçları arkasında yâr
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
.......
Şiirin şarkısı; söyleşide izlemeden önce kimbilir kaç kez duyduğum halde hissedemediğim...Söyleşide Erol Evgin'in sesinden konuşma aralarında duyup ,hissettiğim..Mevsim sonbahar...Erol Evgin şiiri şarkı olarak bestelerken tanışmıştır Bedri Rahmi ile.
Bedri Rahim ;kocaman bir okyanus,benim bildiklerim belki bir küçük damla bile değil. Bundan sonraki bir yazım da yaşadığım şehir ve doğup büyüdüğüm şehirde yazdığı iki destanı paylaşacağım..."Denizli Destanı"," Nazilli Destanı"...
Arzu
8 yorum:
Aydınlığı aramış, kovalamış ve bulup onu doğal bir paylaşım içinde sunmuş şairler, yazarlar ve ressamlar olmasaydı ne yapardık acaba?
Hayat renksiz,kokusuz ve de anlamsız olurdu...Sanırım insan olmanın erdemlerinden biri belki en önemlisi yazarlar ,şairler,sanatçıların olması...
Yine sağlam bir kaynak oluşturmuşsunuz, severek okudum.
Çok teşekkürler Ali Zafer Bey,selamlar
En sevdiğim şairlerdendir. Allah rahmet eylesin. Onunla ilgili pek çok bilgi vermişsiniz Arzu Hocam.
Gönülden teşekkürler.
Erol Evginin sesiyle şimdi Bedri Rahmi dizeleri çınlıyor kulaklarımda.
Sevgiler
Merhaba Güliz'ciğim,Bedri Rahmi kocaman bir okyanus benimki küçük bir damla bile değil belki...Ben teşekkür ediyorum,sevgiler.
Yanlız Eyüpoğlu değil EyüBoğlu'dur
Teşekkürler sayın adsız adınızı yazsaydınız çok teşekkür edecektim."Yanlız"değil "yalnız "dır.
Yorum Gönder